ERİKLİBABA GENÇLİK
  Ana Sayfa
 

 

 

>11/12/2008 PERSEMBE GÜNÜNDEN İTİBAREN HER PERŞEMBE ERİKLİBABA CEM EVİNDEN RADYOMUZ ARACILIGIYLA CANLI YAYINILARIMIZ BAŞLAMIŞTIR TÜM CANLARA DUYRULUR< )

ERİKLİ BABA SECERESİ

KARA KIŞ İÇİNDE ERİK GETİREN
HAYIR HİMMET EYLE ERİKLİ BABA
SULADIN ORDUYU BİR KIRBA İLE
HAYIR HİMMET EYLE ERİKLİ BABA



 

 

 

Erikli Baba Dergahı, Osmanlı’nın ilk yıllarından beri İstanbul, Zeytinburnu/Kazlıçeşme’de bulunan Alevi Bektaşi dergahlarından biridir. Dergahlar; sağlığında sevilen, sayılan halkı aydınlatan, toplum tarafından güvenilen, itibar edilen kişilerin, Hak’a yürüdükten sonar yattıkları mekanlardır.Erikli Baba da; Alevi Bektaşi halkın yankından tanıdığı, sevdiği saydığı, buyruğundan gidilen kişilerdendir.Erikli Baba, Alevi - Bektaşi toplumunun “Serçeşmesi” kabul edilen Hacı Bektaş Veli’nin ilk halifelerindendir. Tarihi kaynaklara göre, 12 İmamlardan İmam Musayi Kazım soyundan gelmektedir.

Erikli Baba’nın esas ismi Es-Seyit Muhammed Eryek’tir. Alevi tasavvufunda Eryek; Ehlibeyt’e uygun insan yetiştirenlere verilen unvandır. Yani bir anlamda “İnsan-ı Kamil”dir. Eryek Baba unvanı buradan gelir. Eryek Baba; sevenlerinin gönlünde taht kurmuş bir “İnsan-ı Kamil” dir. Onların her tür yaratıcılıklarının kaynağıdır. Halk arasında Eryek Baba bin bir adla çağrılır. O’na; Eryek Baba, Ermiş Baba, Eren baba, Eryek Sultan dendiği gibi Erikli Baba ismi,kış mevsiminde, kar ve buz içinde “erik” yetiştirme kerametini göstermesinden kaynaklanmıştır.

Halk arasındaki söylenceye göre; Eryek Baba, Horasan Erenleri ile birlikte İstanbul’a geldikten sonra dergahını bugünkü yerinde kurmuş, kapısını yedi kıta, 18 bin aleme açmıştır. İşte günlerden bir gün kendisini ziyarete bir hamile bacı gelmiş, Hamile Bacı’nın canı fena halde aşerip Eryek baba’dan diğer bacılar kanalı ile “erik” meyvesini istediğini söylenmiş. Tabi o tarihlerde kışın yaz meyvesini bulmak mümkün değil. Ne elektrik var ne soğutma sistemleri ve seracılık nede buzdolabı.Eryek Baba bu bacının gönlünü ederse çok sevap işleyeceğini bildiği için kerametini göstermiş ve sofraya bir sepet “erik” getirmiş. O günden beri Eryek Baba’ya bir ad daha ilave edilmiş olmuş Erikli Baba… İşte ne zaman hamile bacılar aşerip gönülleri “erik” istemişse “Erikli Baba” dan dilek dilemek için erikli Baba Dergahı’nın yolunu tutulmuş.

 			 			


Osmanlı Tarihinde Erikli Baba Dergahı

Erikli Baba; Osmanlı Tarihi’ne göre; 1329 yılında Anadolu Yakasına geçen Orhangazi yönetimindeki; Geyikli Baba, Kartal Baba, Gözcü Baba, Süca Baba gibi Gazi Erenler ile İstanbul’a gelmiş Horasan Erenleri’ndendir. Ahmet Yesevi’nin diğer yol erleri gibi Eryek Baba’da, Hacı Bektaş-ı Veli, Abdal Musa, Şahkulu, Karacaahmet sultan gibi O’da İstanbul’un Rumeli yakasında dergahını açmış tüm insanlığa hizmet vermeye başlamıştır.

Balım sultan ve Otman Baba Erkannamelerin’de Erikli Baba için; İstanbul’un gözcülerinden ve 12 Büyük dergahtan biri olduğu yazmaktadır. Dergah mezarlığındaki; dönemin ünlü zakirlerinin , yola gönül veriş erenlerin mezarları, türbeleri bunu göstermektedir.Fatih Sultan Mehmet; İstanbul’u kuşattığında, Bizans İmparatorlarının sefer dönüşü törenlerle kente girdiği önemli kapılardan biri olan Yedikule’deki Altınkapı’nın karşısındaki çayıra Yeniçeri ordugahını kurdurur. İstanbul’un alınması planında bu kapının yeri önemlidir. Eryek baba dergahı ve onun sevenleri İstanbul alınmasında Türk kuvvetlerine yardımcı olmuşlar , Yeniçerilerini yanında yer almışlar , İstanbul’un fethinde ellerinden gelen gayreti göstermişlerdir.Dergahın yanında konaklayan orduya gıda ve moral destekte bulunmuşlardır.Karargahtaki ordunun su ve gıda ihtiyacı yanı başlarındaki erikli baba dergahı tarafından karşılanır. Dergahın bereketi orduyu fazlasıyla memnun eder.

Kazlıçeşme, yer altı suları bol, çayırı çimeni yemyeşil ovalık bir bölgededir. Dericilik çok su isteyen bir iştir. Böylece fatih sultan Mehmet, İstanbul’u aldıktan sonra tabakhaneleri buraya kurdurtur. Deri sanayi 1450’lilerden yakın zamana yani 550 yılı aşkın bir zaman Kazlıçeşme’yi yurt tutar. Deri sanayi zamanla Kazlıçeşme’yi çok kirletir. Kazlıçeşme’nin yemyeşil çayırları da suyu da kirlilik denizine dönüşür. Adeta çevrede canlı hayat can çekişmeye başlar. Kötü kokular tüm semti esir alır. Bu kirlilik sonucu oluşan durumdan sonra belediye Kazlı çeşme’deki sanayiyi 1990’lı yıllarda tuzlaya taşır. Bu taşımadan sonra Kazlıçeşme’de 1329’lardan kalma erikli Baba Dergahı bir harabeye dönmüş olarak ortaya çıkar. Dergah; bakımsızlıktan, sahipsizlikten ilgisizlikten dolayı Dergahların kapatıldığı 1925 yılından beri kaderine terkedilmiştir. Erikli baba kültür derneği 1993 yılında kurulduğunda dergah bu vaziyettedir
.


Evliya Çelebide; Erikli Baba Dergahı

Evliya Çelebi Seyahatname’de; semtin bir camii, yedi mescidi, bir hanı bir hamamı, sebili ve üç tekkesi vardır. Ayrıca 300 adet derici dükkanı ve imalathanesi, elli adet tutkalcı, yetmiş adet de kirişçi dükkanı vardır. Tüm kasaplar yeniçeri olup, mezbahalar onlara aittir diyor.Erikli Baba Dergahı’na tarihte şu isimlerde verilmiştir.

Yedikule Bektaşi Dergahı.
Şütürşumar Mehmet Baba Dergahı (Bilinen ilk postnişin olması nedeniyle)
Perişan Mehmet Ali Baba Tekkesi
Şeyh Abdullah Tekkesi
Zakirbaşı Bektaşi Dergahı

Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, Erikli Baba’nın Horasan’dan; İstanbul kuşatması için gelen Cihan Erleri’nden biri olduğunu yazıyor. Erikli Baba Hakk’a yürüdüğünde bugünkü dergaha sırlanıyor. Mezarı dış kapıdan girince dergah kapısından gelen canları karşılıyor.


Dergahtaki Mezarlık ve Mezarlarda Yatanlar

Dergah’ın haziresindeki yani mezarlığındaki diger mezarlarda dergaha hizmet eden postnişinler ve onların yakınları bulunuyor. İlk kitabe Seyyid Mehmet Baba’ya ait, kitabede; Ya Hü diye başlayan yazı içinde, “Es Seyit Muhammet Baba Ruhu için” yazıyor. Tarih: 1214 (1800) ikinci Kitabede; Şemi Ağa’ya aittir. 1239 (1823) Mezartaşı; Salik-i Serah-ı Bektaşiyyeden kitabesi ile başlıyor. Mehmet Baba’dan sonra Hüseyin Baba Dergahta Posta oturur.1826 da; 2.Mahmut zamanın da İstanbul’daki alevi Bektaşi Dergahları’nın yeniçeri Ocağı bahane edilerek yasaklanıp tahrip edilmesi ve Babaların –dedelerin sürülmesi bu dönemdedir. Erikli Baba Dergahı postnişini Hüseyin Baba, Karaağaç ve Karyağdı Dergahı dedeleri ile birlikte Birgi’ye sürgün edilirler.Araştırmacı Hasluck diyor ki; “1826’daki tarikata yönelik bastırma operasyonu sırasında payitaht (İstanbul’da) 14 Bektaşi Dergahı vardır. Bunlardan 9’u yıktırılır. Bunlar;

 *Yedikule (Erikli Baba)
 *Eyüp (Karyağdı)
 *Sütlüce
 *Karaağaç
 *Şehitlik
 *Çamlıca
 *Merdivenköy
 *Öküzlimanı
 *Üsküdar Tekkesi”dir.

Erikli Baba Dergahı’nın dedesi Hüseyin Baba sürüldükten sonra Dergahtaki 80 m2’lik kütüphanede bulunan tarihi yazma eser kitaplar tahrip edilir. Meydan Evi, Aşevi ve Konuk Evi yıkılır. Tüm dergah yıkılarak tahrip edilir. Dergaha gidip gelenler takip edilip tutuklanır, tehdit edilir, dövülür. Bu baskı dönemi yıllarca sürer. 2.Mahmut, 30 yıl 11 ay tahtta kalır. Dergahın yeniden hizmete açılma dönemi Abdülaziz’in padişah olduğu (1861-1876) yıllarında olur. Yani yaklaşık 50 yıl sonra Dergah yeniden İrşat etmeye başlar. Bu dönemde Dergah’ın postnişini Mehmet perişan Baba2dadır. Dergah’taki mezar taşındaki kitabede Perişan Baba’nın Hakk’a yürüme tarihi olarak; 1283 (1867) yazıyor.

Mehmet Perişan Baba’dan sonra, Seyyid Hafız Mustafa Baba dergaha postnişin olur. Onun mezar taşı kitabesinde ise; 1288 (1872) tarihiyle birlikte “Tarikat-i Aliye-i Nazenin/Bektaşiyyeden iş bu dergahı” diye yazıyor. Perişan Baba bir sürede Hacı Bektaş Veli dergah’ında postnişin olarak görev yapar. Mustafa Baba’dan sonra, Gani Baba posta oturur. O2nun kitabesinde ise; 1289 (1873) yazıyor. Yazıda ise, “Ehlibeyt-i Hazreti Hünkar Hacı Bektaş ile / Haydar-i Safter ola yaver ona ruz- sual” yazıyor.

1302(1884) de posta oturan Ahmet Baba’nın mezar taşı kitabesinde ise4; “Nutkunla bu Ahmet Ya Hakk dedi gitti” yazıyor. 1307 (1890) da Dergaha Babalık yapan Zikri Baba ise, Mezartaşı kitabesindeki bir satırda; “ Ruhunu Şad ede meydan-ı alide Mevla / Dergah-ı Ali’nin bir taşı desinler / Bu rahı Ali Zikri ki, erkanı Velide…” diye yazılmış.Hacı Hasan Baba ise mezartaşına; 1309 (1892) tarihi ile birlikte “ Ali-Siret Hüseyin-meşrep Hasan Hulki mürşidi Kamil” yazılmış. Hamdi Baba ise; 1327 (1909) mezartaşına; Desti gridir. O’nun laşekk Muhammet Mustafa – Naili eltaf ve ihsanı Aliy’yil Murtaza” diye yazışmış.

Erikli Baba dergahı’nın bilinen son postnişini ise; Küçük Abdullah Baba’dır. 1339 (1921) de Hakk’a yürümüştür. Mezartaşı kitabesinde “Sakiyi Kevser-i ali rahında ol merdi safa/şahı Merdan nur-u Yezdan himmet-i Piran işe / Hanedan-ı Ehlibeyt olsun Şefi’u yaveri / Hem dem olsun ruhuna ruh-u şehidi Kerbela” diye yazıyor.Dergah Haziresindeki (mezarlığındaki) yatan tüm dergah babaları’nın mezar taşları Hüseyni taçlı ve teslim taşı kabartmalıdır. Mezar taşlarının kafaları 12 dilimli Hüseyni taç şeklindedir. Mezarlıkta bu sayılan babalar dışında çoğu, balkan-Arnavutluk v.s. kökenli bazısı devlet bürokrasi mensubu çeşitli Bektaşi inançlı kişinin mezarı bulunuyor.

Erikli Baba Dergahı, İstanbul’a Horasan’dan gelen Anadolu Erenleri’nin geldiği tarih olan 1329’dan dergahların kapatıldığı dönem olan 1925 tarihine kadar varlığını sürdürmüştür. Bu yaklaşık 700 yıllık bir zamandır. Erikli Baba Dergahı demek; 700 yıllık bir tarihi mirastan söz etmek demektir. Gelenekte Dergah’ın son postnişini olarak ise; Turgut Koca Baba (1997) kabul ediliyor.

Kurtuluş Savaşı’nda; Erikli Baba Dergahı

1925’te Türkiye’de Tekke ve Zaviyelerin kapatılması ile birlikte kapatılan erikli Baba Dergahı, kurtuluş Savaşı’nda Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının her tür varlığı ile yanında yer almıştır. Savaş sırasında büyük çapta silah katkısında bulunmuştur. Dergahtaki mezarlıkta mezarların arasına tüneller kazılarak silahlar saklanmış sonra işgalci İngilizlere karşı kullanılmak üzere bizzat Atatürk’e teslim edilmiştir. Erikli Baba Dergahı, laik Cumhuriyete ve demokrasiye olan güveni nedeni ile 1925 yılında tekkeler kapatıldığı halde bir süre açık kalmış ve faaliyetlerini sürdürmüş, sonra dergah gönüllü olarak kapatılmış anahtarlar bizzat yöneticiler tarafından TBMM’ne teslim edilmiştir.

Erikli Baba Dergahı; Canları Dostları Sımsıcak Yuvalarında Bekliyor.

Erikli Baba Dergahı’nı yeniden yaşama döndürmek için kurulan Erikli Baba Kültür Derneği, yaklaşık 10 yıldır O’nun sevenlerinin katkısı ile dergahı restore etti. Artık karşımızda yaklaşık 3 dönümlük arazi üstünde eski Türk konağı’nı andıran ahşap köşk şeklinde düzenlenmiş bir dergah var.T:C Bakanlar Kurulu’nun 28.05.1996 tarih 96/8249 sayılı kararı ile Erikli Baba Kültür Derneği’ne tahsis olan dergah, 1o yıllık bir restorasyon çalışmasından sonra artık ziyaretçilerine hizmete açıktır. Erikli Baba’nın kanatlı kapısı tüm canlara , dostlara açmıştır. Orada geleneğe uygun olarak haftada 2 gün canlar Cem de bir araya gelmekte, semahlar dönülmektedir, kurbanlar geleneğe uygun şekilde kesilmekte, lokmalar paylaşılmaktadır. Dergahın 2. katında, deniz manzaralı cem evinde yapılan ibadet tüm canları ayrı bir dünyaya taşımaktadır. Semah ve Bağlama öğrenmek isteyen canlara kurslar verilmektedir.

Bu kursların dışında; İngilizce, üniversiteye hazırlık , ev hanımlarına el becerisi, halk müziği ve tasavvuf müziği kursları verilmektedir. Aşevinin kapısı “Hakké lokması ile tüm canlara , dostlara açıktır. Günün her saatinde dergah mutfağında demlenen çaylar tüm canlara renk katmakta, kitaplıktaki kitaplar ise canların, dostların muhabbetlerine tasavvufi derinlik kazandırmaktadır. Tüm bu hizmetleri canla başla canların ve dostların desteği ile sizlere sunmaya çalışan erikli baba Kültür derneği’nin tüm yöneticileri sizleri bu sevgi ocağında , sevgi pınarına, Erikli Baba’nın yuvasına beklemekte selam ve sevgilerini sunmaktadırlar.

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol